Hakan Ertürk

Dost Mektupları

Hakan Ertürk

BİR ÖLÜMÜN KALEME ALINIŞI

        Çok Soru Soran Dost,

Ben fâkih değilim. Sigaranın hükmüyle ilgili de ancak bu hususta verilen fetvaları tekrar edebilirim o kadar. Benim tekrar edeceğim bu fetvalara sen de küçük bir araştırma ile ulaşabilirsin. Bu sebepten gel birlikte sigaranın başka bir boyutunu ele alalım. Mektubumun sonunda da sigara ile ilgili kendi fetvanı kendin ver. Fakat nefsine uyarak değil, neticeye bakarak karar ver.

Mahir Bedraka seneler evvel bu hususta bir yazı paylaşmıştı. Ben de seninle paylaşayım. Hononolu bir yazar olan Mark Waters 27 Ocak’ta son bir yazı yazar. Bu, onun ölümünün hikâyesidir. Arkadaşlarına “Bu benim ölüm ilanım ve ölümüm için yazılan yazı olarak neşredilsin. Belki birine yardımcı olurum.” der ve 1 Şubat tarihinde akciğer kanserinden ölür. İşte o yazı:

“Benim ölümüme sebep olan sigaradır. Katilimle on dört yaşımdayken tanıştım. O sıralarda babamın çekmecesinden sigara çalmaya başlamıştım. İlk tüttürdüğüm vakit başım dönmüştü ama inadım galip geldi.

On altı yaşındayken başka bir kente taşınmıştık. Sigara bulmak artık benim için mesele değildi. Okuldan sonra, sigara parasını çıkarabilmek için çeşitli işler yapıyordum.

On dokuz yaşımdayken Amerika’nın başına gelen mali kriz hepimizi etkiledi. Para sıkıntısı çektiğimiz için babam sigaralarını saymaya başlamıştı. Bunun üzerine bir arkadaşla atılmış izmaritleri toplamaya başladık. Korkunç bir tadı vardı. O sırada gençlerin iş bulabilme imkânı sıfır olduğu için deniz gücüne katılmaya karar verdim.

Artık sigara bulmak mesele değildi. Denizci olunca bir karton sigarayı kırk sente alabilirdiniz. Günde iki paket içmeye başladım. Yirmi yıllık denizci kariyerim sona erince yazarlığa başladım.

Bir gece arabamla giderken sol tarafıma hafif bir felç indi. O gün ve gece sigara üstüne sigara içmiştim. Bu felcin sebebinin sigara olduğuna karar verdim. Sigarayı bırakmayı denedim ancak sekiz gün dayanabildim.

Aslında sigaradan o kadar zevk almıyordum. Ağzım hep zehir gibiydi. Sigara iştahımı kesiyordu. Nefes almamı zorlaştırıyordu. Göğsümü her üşüttüğümde ızdırabım artıyordu.

Kırk yedi yaşıma geldiğimde her zamankinden daha fazla sigara içmeye başlamıştım. Bir eylül günü korkunç bir öksürüğe tutuldum. Sol ciğerimde ağrı vardı. Doktora gittim. Film çekildi ve “Akciğerinde bir tümör var.” denildi. Dört gün sonra ameliyat oldum ve akciğerimin bir kısmı alındı. Üç ay sonra akciğerimden bir parça daha alındı. Birkaç defa daha doktora gittim. Sonunda “Vakit daralıyor.” dediler.

Doktorum sigara ile akciğer kanseri arasında bir münasebet bulunduğuna kesinlikle inanıyor ve istatistikler doktorumun bu görüşünü destekliyor. Doktorların bu hususta çaresiz kaldıkları bir gerçektir. Benim gibi sigara tiryakilerini uyarıyorlar ama onların uyarılarına kulak asan kim?

Bu yazımla herhangi bir kişinin sigara içmekten vazgeçip geçmeyeceğini pek bilmiyorum. Belki “Bu şeyler bana olmaz.” diye düşünüyorsunuz. Akciğer kanserine tutulduğunuz vakit tanrı yardımcınız olsun. Röntgeninizde o gölgeyi görmek yeter. Allak bullak oluyorsunuz ama yapacak bir şey kalmamıştır.

Nefesim devamlı tıkanıyor. Beş adım atınca yorulup oturmak zorunda kalıyorum. Kurtulma şansım zerre kadar yok. Benim için artık çok geç ama sizin için olmayabilir.”

Sağlığı servet bilen dostum, şimdi seni nefsinle baş başa bırakıyorum. Kendi fetvanı kendin ver.

Vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları