Eşref Bolukçu

Süper Ebeveyn Sendromu

Eşref Bolukçu

Siz nasıl anne veya babasınız? Ya da nasıl bir anne veya baba olmak istiyorsunuz? Mükemmel mi? Hatasız mı? Süper mi?... Çocuklarınızın bunları isteklerini mi sanıyorsunuz? Eğer gerçekten böyle düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz…

Çocuklar süper veya mükemmel anne ve baba istemezler. Böyle bir talepleri yoktur. Bunun onlara bir faydası da yoktur. Çocuklar, ne olursa olsun anne ve babalarını yanlarında isterler. Anne ve babalarıyla vakit geçirmek isterler. Anne ve babalarının örnekliği, rol modelliğini isterler.

Günümüzde birçok anne ve baba, “süper ebeveyn” olmak için çaba sarf ederler. Ancak sonuçta hem kendileri yorulur hem de çocuklarının yaşamı zora sokulur.

Peki nedir bu süper ebeveynlik?

Süper ebeveynlik, ne olursa olmak mükemmel olma ile ifade edilebilir. Mükemmel olmaya çalışan anne babalar, her şey zamanında olsun ve hiçbir eksik olmasın isterler. Çocuklarını her zaman uyarırlar. Çocuklarının yaptıkları üzerinde durmazlar, daha çok yapmadıklarına yoğunlaşırlar. Okula giden çocuğun yüksek not alması bu anne babalar için öncelikli istektir. Ne olursa olsun herkesten daha yüksek not alınacaktır. 

Dinlenmek, eğlenmek, arkadaşlarla zaman geçirmek gereksizdir. Çocuğun oyun için ayırdığı zamanı gereksiz ve boşa harcanmış zaman olarak görürler. 

Çocukları için, onların yerine karar verirler. Çocuklarını kurslara yazarlar ama bu konuda çocuklarının fikrini almazlar. Aslında kendileri çocukken yapamadıklarını çocuğuna yaptırarak bir nevi geçmişin telafisini yaparlar.

Çocuğunun başarılılarını konuşurken biz dilini kullanırlar. “Biz matematikten yüz aldık” diyerek çocuğun başarısında kendilerine pay çıkarırlar. Ancak çocuk başarısız olduğunda bu başarısızlıkta kendilerine pay çıkarmazlar.

Çocuk sürekli olarak kardeşi, sınıf arkadaşı ya da yaşıtı diğer çocuklar ile kıyaslanır. “O çocuk yapıyor da sen neden yapamıyorsun” denir. Çocuğun daha az başarılı olduğu durumlarda “Sana bu kadar imkân sunuyoruz, neden hala istediğimiz kadar başarılı değilsin” gibi sözler ile çocuğun motivasyonu kırılabilir.

Süper anne ve babalar, bu mükemmeliyetçilik duyguları nedeniyle genellikle kaygılıdırlar. Var olan kaygıları da onlarda fiziksel birtakım rahatsızlıkların sürekli oluşmasına neden olabilir. Yaşadıkları bu psikolojik ve fiziksel sıkıntıları doğrudan çocuklarına yansıttıkları için, çocuklar da benzer kaygı ve sıkıntıları yaşayabilirler.

Meslek hayatımda gözlemlediğim bu çocuklar da anne veya baları gibi mutsuzdur. Sınav sonuçlarını anne ve babalarıyla paylaşmakta çekinirlerdi. Sınıfın en yüksek notunu almamışsa bu durum çocuklar için yüksek kaygı sebebiydi. 

Süper ebeveyn rolünü üstlenen anneler, çocuklarının arkadaşlarını kendileri seçerlerdi. Arkadaşlık ilişkilerine, sınıf içi iletişimlerine sık sık müdahale ederlerdi. 

Peki sonuç ne mi oluyor? Özgüveni düşük, mutsuz çocuklar…Kaygılı, ürkek veya mükemmeliyetçi… Mutlu olamayan ama hayatlarını anne veya babasını mutlu etmek için uğraşan… Kendi tercihlerini, mutluluklarını ve seçimlerini her zaman geri plana atan… 

Çocuk eğitiminde mükemmele mi odaklanacağız yoksa mümküne mi odaklanacağız? Çocuğun mutluluğu mu önemli yoksa çocuğunuzun mutsuzlukları üzerinden sizin mutluluğunuz mu önemli?

Selam ve saygılarımla

Yazarın Diğer Yazıları