İslam

İslam: Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği, zararlı, yanlış, dünyada huzursuzluklara, ahrette azaba sebep olacak, insanlığa yakışmayan hal ve hareketleri yasaklayan, insanı üstün kılacak, üstünleştirecekleri, dünyanın geçici, ahiretin sonsuz yaşam yeri olduğunu bildiren ilahi noksansız esaslarının, kıyamete kadar uyulması, uygulanması istenen, Allah tarafından tahriflerden korunduğu bildirilen K U R A N yasasıdır.

Her yapılanların görüldüğü, kayıt edildiği, karşılığının mükafat ve ceza olarak görüleceği, sonsuz hayatta makam ve mükafatların tespitlere, yapılanlara uygun olacağı bilinmelidir.

Sonsuz ilim, kudret sahibi, her şeyi yaratan, yaşatan Allah, biz kullarının kafir ve gafil olarak yapabileceği yakışıksız, yanlış ve yasaklardan dolayı ümitsizliklerden korumak için bereketli, mükafatlı günler, aylar, anlar, af ediciliğini, tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Bir kimse yaptığı yanlış ve yasaktan pişman olur, tekrarlamayacağına söz verir af dilerse af olunur.

Yasak şeyleri düşünüp yapmaktan korunmanın, hayırlı şeyleri düşünüp yapma imkanı bulamadığından,  yapamamanın mükafatı vardır. İnsan her hal ve hareketinde düşünüyor, emre uygun olanı biliyorsa yaparsa, yasaksa korunuyorsa, bilmiyorsa bilenlerden öğrenip yapıyor, yapmıyorsa, bu hali yaşamında her hal ve anında uyguluyorsa, tüm yaşamını ibadetleştirir. .İnsan başıboş değildir. Her hali görülmekte, bilinmektedir. İbadet, itaattır.

İnanan, İslam’a uygun yaşamla ömrü tamamlamaya özen gösteren fertler, toplumlar huzursuz edici her şeyden korunur, huzurlu, ahretten ümitli olur. İnsanlık, noksansız İslam’ı bilmek, inanmak, uymak, uygulamakla huzura kavuşacaktır. Değil inananlar, inanmayanlar da düşünerek incelediklerinde hiçbir sistemin İslam’ın sağladığı, sağlayacağı huzuru getiremeyeceğini kavrayacaklardır.

İnsanlık mühim şeylerle değil, oyun ve pekte gerekli olmayan şeylerle oyalanmakta, huzur verirci, ebedi saadete sebep olucu halleri inceleme, araştırmadan, şerli-şeytani etkilerle alıkonulmaktadır. İslam’ı esaslarda şerli, zararlı her hal yasaklanmış, karşılığı ceza olarak mutlak verileceği, hayırlı-faydalı olanları yapanlar mükafat göreceği bildirilmiştir. Bazı insani temelsiz sistemlerde uygun haller savunulur, dile getirilir. Nerede uygulandığı, uyan, uygulayan fert ve toplum gösterilemez. Söylenenler hayaldir, sözde kalır, söyleyenlerde söylediklerini yapabileceklerine inandırıcı hiçbir iz görülmez. Kandırarak bir topluluk oluşturduklarında uygulamaları anlattıklarının tersi olduğu görülmüştür.

Sonsuz güçte bir varlığa, yapılanların karşılığının ceza-mükafat olarak verileceğine, ahrete inanmayanların ölçüsü, nefsi, keyfi, hava ve hevesidir. Kendini güçlü gördükçe istediğini artırır, yapabileceğini yapar, hak-hukuk tanımaz. Geçmişte çok görülmüştür.

İnceleyip, araştıranlar, tespitlerini insanlığa duyuranlar, uygulama imkanı bulanlar, huzur ve saadetin İslam’da olduğunu bulacak, göstereceklerdir. Geçici dünya hayatı için gayret gösterilirken, ebedi ahret için yapılacakların yapılmasına daha fazla özen gösterilmelidir. Çocukları büyütmekle iş bitmez, uygun eğitmek gerekir. Yapılmasını yapmayanlar, yaptırmayanlar dünyada üzücü hallerle karşılaşır, ahrette azap olunacaklardır.