Cafer Çelik

İLİM - İMAN - İBADET - AHLAK

Cafer Çelik

İlim, bilmek, bilinmesi gereklileri okuyarak, dinleyerek öğrenmek. Çoğu kimseler bilmemelerine okula gidemediklerini, okuma öğrenemediklerini sebep göstermeye çalışırlar. Öğrenmede dinlemekte öğrenmek için önemlidir. İnsan öğrenmek istediklerini bilenlerden sorsa, emin kaynaklardan okusa, günde, haftada, ayda, hiç olmazsa yılda lüzumlu şeyleri öğrense, öğrendiklerini de öğretmeye gayret etse, bilenler hızla artar, bilmeyenler azalır. Her konuda olduğu gibi dini konularda da bilinmesi gereklileri öğrenmeye, öğrendiklerini öğretmeye gayret edilmelidir.

Herkes, niçin inanıyorum? Nelere inanıyorum? Neler yapmalıyım? Neler yapmamalıyım? Nasıl yapmalıyım? Sorularını sormalı, doğrusunu emin kaynaklardan, bilenlerden öğrenmelidir Bilmeden iman, inanmadan amel makbul olmaz. Ahlak, ilim, iman ve amelin hal ve hareketi yönlendirmesi, yönetmesidir.

İman, bilmeden iman, hakiki değil, taklittir. Çoğu amellerin yapılmasında, hal ve hareketlerde yanlıştan, yasaklardan korunmada etkin olmaz Temel iman şartlarına, Allah ve ahiret inancına gözle görmeden daha tereddütsüz inanılmalıdır. Şunca sayıda nebi ve resul tebliğ etmiştir. Her şeyde görülen nizam, ölçüyü görerek, düşünerek, yapılanları yapan –yaratan dünyanın imtihan, ahiretin neticenin görüleceği yer olduğuna inanmalıdır. Temel iman şartlarıyla birlikte Kur’an’da bildirilenlerin tümüne inanmak gereklidir. İnsanda, huzur içinde, ölmeden yaşama isteği vardır. Bu istek imtihanda başarılı olursak ahirette olacaktır.                                  

İbadet, Yaratan’ın yasasına uyarak, emirlerini yapmaktır. (yasakladıklarından korunmak, emirlerini emrine uygun olarak yapmak ) İmansız ibadet kabul olmaz, mükafatı olmaz. İman        (1) rakamı gibidir. İbadetler sağına getirilen sıfırlar gibi, önde bir olursa değerlenir. Bir olmayınca sayısız sıfır olsa değer kazanmaz… İnsan her halinde ya ibadette, ya isyandadır. Belli zamanda, şekillerde esaslara uygun olarak yapılan ibadetler, tüm yaşamı ibadetleştirmelidir. Her halimiz noksansız olarak görülmekte; her sözümüz duyulup, kayıt olunmaktadır.              .  

Ahlak, insanlarda yapacaklarında, yapmayacaklarında, yaşayışlarında yaptıkları hal ve hareketlerinde mükafat-ceza etkilidir. Sınırsız, engelsiz, görücü, işitici, emrine uygun yapılanlara mükafat, yasaklarını yapanlara ceza veren, sonsuz kudret sahibi Allah’ın varlığına, birliğine inanan bir kimse yasaklardan korunur, emirleri yapar. Geçici dünyanın, geçici serbestliğine gafletle dalıp, emirleri yapmamadan, yasakları yapmaktan şiddetle sakınır. Geçici yasaklı lezzetlerin, ebedi ahiret hayatında karşılığının azap, sonsuz mükafatlara engel olacağı inancı yakışıksız ve yasalları yapmasını engeller. Gafletle yaptığı yanlış ve yasaklardan dolayı pişman olur, ısrarla af olunma diler. Yasaklar yapmanın marifet olmayıp, rezalet, azap sebebi olduğunu bilir.

İlahi Kur’an yasasında dünyada zarara, huzursuzluğa sebep olan, olabilecek, insana yakışmayan her şey yasaklanmış, İnsanı üstün şerefli kılacak, yanlış ve yasaklardan koruyacak, mükafatlara sebep olacaklar tavsiye edilmiş, emir edilmiştir. İnsan bu esasları bilir, uyar, uygularsa şerefini koruyacak, sonsuz mükafata nail olacaktır. Ömür boyu faydalı olmaya, zararlı olanları yok etmeye çalışacaktır. Güvenilir olacak, herkes tarafından sevilip sayılacaktır. İlahi esaslara uymakla cehennemlik sıfatlardan arınacak, cennete layık halle gelecektir.

İnançsızlarda görülen uygun haller yüzden ve boyamadır. Güvenli ortamda-imkanda nefsi, keyfi isteklerini yapar, uygun-uygunsuz esas tanımazlar. Bazı arkadaşlarla Avrupa’ya gidenler anlatıyor. O ortamda yapabilecekleri her türlü uygunsuzluğu yapmaktan çekinmeyenler çoğunlukta. Bunların çoğu da yüksek tahsilli, makam-mevki sahibi kimseler. Maddiyet-makam çoğu kimseleri olumsuz yönde değiştiriyor. Ahlak, adalet sağlam inançla oluşur, ilim ve ibadetle korunur.                                 

Yazarın Diğer Yazıları