Ali Yiğit

Bi hoş geldini esirgemeyin..

Ali Yiğit

''Tebessüm Sadakadır..''

Tebessümle yapılan hizmet aynı zamanda ''Dua'' ya dönüşür..

Her kurum çalışanı çalıştığı kurumun  ev sahibidir..

Valiler, Kaymakamlar Cumhurbaşkanını temsil eder..

Siyasi partilerin il başkanları  genel başkanlarını temsil eder..

Belediye çalışanları belediyeyi temsil eder..

Sekreterlerde  müdürlerini veya daire başkanlarını temsil eder..

Liste uzayıp gider..

Siz evinize gelen misafiri nasıl karşılıyorsanız kurumunuza hizmet almaya gelen kişileri de aynı minval üzere karşılamanız, çalıştığınız kurumu yükseltir.(Şeref-ül mekan bil mekin)

Kurumunuzdan   güler yüzle ayrılan kişi sayısı sizlere bağlıdır..

Aslında bütün  mesele aidiyet duygusu ile hizmet etmek ve ''ISAR'' ı ilke edinmektir..

Kurumlarda en çok kullanılan ve kimsenin duymak istemediği kelimelerin başında ''Bugün git yarın gel'' kelimesidir..

Çoğu defa gerek kurum gerekse belediye çalışanlarına hizmet içi eğitimi verildi haberlerini okuruz basından..

Elbette nasibini alanlarda oluyor almayanlarda..

Bir kurumun güler yüzü sizi ilk  kapıda karşılayan güvenlik  veya danışman görevlisidir..

Kapıda başlar vatandaşla görevli arasındaki  selamlaşma..

Somut bir yüzle selam almak var, birde güler yüzle karşılamak..

Kim güler bir yüzle karşılanmak istemez.. İsar'ın da aynı zamanda ibadet olduğunu hatırımızdan çıkartmamamız gerekir..

Tam isabet oldu dersem bu yazıyı yazdığım sırada 70 yaşlarında bir teyze geldi..

Ayağa kalktım teyze hoş geldiniz buyrun  biraz soluklanın dedim..

Evladım muhtarlığınıza benim adıma bir evrak gelmiş bakabilir misiniz?

Elbette teyze evrakı verdim..

Evladım ben pek anlamam ne olduğunu bana okur musunuz?

Evrakı okudum ne yapacağını  anlattım gideceği yerlerin adreslerini yazdım..

Ve teyzemiz  dua ederek ayrıldı..

Ve ben o dua'nın motivasyonu ile işimi daha çok sevmeye başladım..

Muhtarlık görevimiz gereği bütün kurumlara onlarca kez gitmişliğimiz vardır..

Bir kaç ay öncesiydi..

Bir ilçe belediyesine ziyaret için gitmiştim..

Benden önce yaşlı bir amca  devasa binanın önünde geniş kapılı yerden  tam geçecekti ki; güvenlikteki arkadaş yüksek bir sesle hey nereye gidiyorsun  burayı  ne sandın öyle elini kolunu sallaya sallaya  gidiyorsun..

Amca gayri ihtiyari geri döndü evladım okumam yazmam yok..

Ben nereye nereden gidileceğini bilemedim dedi.

Cebinde ne varsa çıkar cihazdan  öyle geç diyerek yüksek sesle ikazda bulundu..

Olanları izledim..

Hani müdahale etsem tartışacağım..

Tartışmak yerine usulünce ziyarete gideceğim kişi ile konuyu paylaşırım diyerek yukarı kata çıktım.

Görüşeceğim kişi de  belediyede yetkili bir kişiydi..

Söze şöyle başladım..

Başkan güvenlikte  yol iz bilmeyen vatandaşa yüksek sesle bağırıyordu deyince öyle bir şey olamaz dedi.

Bende elbette olamaz dedim..

Ancak kapıdaki kişi aynı zamanda belediye başkanını temsil ediyor..

Ona göre hareket etmeli dedim..

Yetkili arkadaş elbette muhtarım çok haklısınız hemen ilgileneceğini söyledi..

Akabinde konu hakkında da tekrar bilgilendirdi..

Tebessümü başkanın tebessümüdür diyerek ayrıldım..

Dün Malatya Büyükşehir Belediyesine  bazı işler gereği uğramıştım.

Öncelikle  gerek alt kattaki girişte gerekse üst kattaki girişte bulunan güvenlik görevlilerini tebrik ediyorum..

Sadece şahsıma gösterilen ilgi için söylemiyorum..

Gelen her vatandaşa  hem yardımcı oluyorlar hem de  tebessümle karşılıyorlar..

Kısa bir görüşme için ismi bende kalsın  bir daire başkanına uğrama gereği hasıl oldu.

Hazır gelmişken  kapıda sormak için  odası bulunan kata çıktım.

Kapıya geldiğimde sekreter hanfendi telefonla konuşuyordu..

Telefonu kapatmadan ters döndererek buyrun beyefendi..

Daire başkanımız müsait mi?

Hayır..

Toplantısı var..

Ne zaman biter öğlene kadar bitmez..

Öyleye sadece başkanımıza Tecde Muhtarı Ali Bey geldi diyebilir misiniz?

Hayır..

Neden..

Toplantı varken içeri giremiyoruz? (  son günlerin modası da  toplantı var oldu ya o da ayrı bir konu)

Hanfendiye ısrar etmemize rağmen söz anlatamadık..

Not alma gereği de hissetmedi..

İletirim diyerek geçiştirdi..

İletmemiş olacak ki henüz dönüş olmadı..

Aidiyet duygusu çok  çok önemli  bu duyguyu yaşatan kaç personel çıkar..

Elbette her kurumda bir hoş geldinizi esirgemeyen güler yüzle karşılayanların olduğu gibi bir hoş geldinizi esirgeyenlerde var..

Rastladığımda ilk işim olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Özel Kalem Müdiresi Esra hanfendiye şunu sormak isterim..

En stresli ve yoğunluğu olan  bir yerde  yüzlerce kişiyi es geçmeden, kırmadan dökmeden güler  yüzle karşılamayı  nasıl başarıyorsunuz? 

Tecrübe ve aidiyet diyebilir miyiz?

Şunu da not etmek isterim..

Evet olmayacak bir iş için kurum çalışanını çok zor durumda bırakan  laf anlamayan vatandaşlarımızın da olduğunu unutmuyoruz elbette..

Yani suçu sadece çalışanlara yıkmamak adına söylüyorum..

Her iki taraf  ISAR'ı ilke edinirse mesele çözülür..

Yaşadıklarımı yazmamdaki gaye  ''Bir hoş geldinizi esirgemeyenlerin sayısının artmasına vesile olmaktır''

Ne mutlu hizmetle birlikte dua'ya talip olanlara..

Yazarın Diğer Yazıları