Abdullah Ergün

Bizim Çocuklar!

Abdullah Ergün

Daha önce hiç mağlup edemediğimiz İtalya’yı basınımızın bilinen ve klasik hale gelen “gaz” takviyesine rağmen bırakın puanı rakip kaleye gitmede bile zorlanan “Bizim Çocuklar”  ilk maçında hayal kırıklığı yaşattılar.  

Avrupa Futbol Şampiyonası’nın açılış maçında ev sahibi İtalya karşısında beklentileri karşılayamayan ulusal futbol takımımızın maç sonunda ortaya çıkan istatistiklerde şimdiye kadar oynanan maçlarda benzer tablonun son sırasında olduğu gerçeği maçın skoru kadar düşündürücüydü.

Her şampiyona öncesi uğruna marşlar yapılan ulusal medyanın abartılı haberleri ve söylemleri ve görkemli havaalanı uğurlamaları Avrupa Futbol Şampiyonasında bir kez daha gerçekleşti.

Şampiyona öncesi  “ Bizim Çocuklar” etiketiyle motivasyonu hayata geçiren medyamız, rakibimiz İtalya’nın son yıllarda yükselen başarı grafiğini fazla gündeme getirmediler.

Christiano Ronaldo’nun Serie A’ya transferi takip edilme noktasında gerilerde kalan İtalya ligini bir anda dünya gündemine taşımıştı.

Juventus’un elde ettiği başarılara son vermek için Milan, Inter, Napoli, Roma ve ligin sürpriz takımı Atalanta’nın transfer başta olmak üzere diğer etkenlerde elde ettiği başarılar Juventus’a hayal kırıklığı yaşatırken, İtalya futbolunun yıllar sonra yine zirve yapmasına neden oldu.

Lille’nin bu sezon mutlu sona ulaşmasına büyük katkı yapan Burak, Yusuf ve Zeki’in olduğu ulusal futbol takımızın için gruptan çıkması için İtalya maçı öncesi başta TRT olmak üzere diğer basın kuruluşlarının verdikleri gazı! Aşağıya çekmeleri yeterli olacaktır.

Son dünya şampiyonu Fransa medyası bile şampiyona öncesi kendi medyası tarafından ön plana çıkmadı.  

“Tarihin en iyi ulusal futbol takımı “ olarak lanse edilen ve final oynaması sürpriz olmaz diye yazanların ve ekranlarda konuşanların İtalya maçında sahaya yansıyan futbol ve maç sonunda ortaya çıkan istatistik tablosuna sağlıklı bir gözle bakmaları yeterli olacaktır.

İtalya karşısında pozisyona girme noktasında sıkıntı yaşayan milli takımın İmmobile ve İnsigne gibi iki çabuk oyuncunun Çağlar ve Merih gibi tek hamlelik savunmacılar arasında etkili olmaları duygusallıktan uzak maçı izleyenler için normal bir durumdu. 

Savunmada Chiellini ve Bonicci’nın ne kadar iyi savunmacı olduklarını Merih Demiral çok iyi biliyor.

Merih’le aynı takımda görev yapan bu futbolcuların Serie A gibi savunmasıyla ön plana çıkan bir ligde etkili olma olmaları ev sahibi olmanın verdiği avantajla daha iyi komuma geleceği konusu medyamızda fazla gündeme getirilmemişti.

Burak’ın savunma arkasına yapacağı koşulara umudunu bağlayan Şenol Güneş’in bunun gerçekleşmesi için savunma arkasına top atacak oyuncunun tercihi notasında yaşadığı formsuz görüntüsü ve final bölümünde Burak’ın bilinen özelliğini çok iyi bilen Bonicci ve Chiellini’ ye taktik masasında yapılan uyarıları galibiyetin ana temasını oluşturdu.

Büyükşehir Belediyesi’nin yan tarafında bulunan ve haftanın üç günü futbol oynayan toprak saha ekibinin savunmadaki istikrarlı oyuncusu Selim bile İtalya maçını izlerken, İtalya’nın hücumdaki iki etkili ismi için “ Ben olsaydım bu oyuncular ceza alanında bu kadar rahat pozisyonlar bulamazlardı” diye düşündüğü tahmin ediyorum.

Toprak saha ekibinin maç içindeki hırsının başlangıç halkası bile ulusal futbol takımımızın İtalya karşısında ortaya koyduğu tabloda yer almıyordu. Maçtan önce takıma övgüler yağdıran ve kupanın favorisi diye lanse edenlerin maç sonunda şapkalarını önlerini koyup düşünmeleri lazım.

Bu takım gruptan çıkabilir. Gruptan çıkmak için alternatif sonuçların devreye girmesi halinde bunun bizim lehimize olması sürpriz sayılmaz.

“Bizim çocuklar” İtalya karşısında beklentileri karşılamaktan uzak görüntü ortaya koydular. Galler maçında İtalya maçındaki gibi tablo ortaya çıkarsa medyamız yeni bir slogan bulmak zorunda kalacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları