Toprağın dilini bilen birisiyim

MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, toprağın bereketinin birlik, dirlik ve güvenliğin farikası olduğunu söyleyerek 'Toprağın dilini ve dimağını bilen birisiyim, çiftçilerimizin meselelerini, beklentilerini, hedeflerini yakından takip eden bir maziye ve müktesebata sahibim yani ben köylüyüm' dedi.

Toprağın dilini bilen birisiyim

MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı ile bağlı kurumlarının 2021 yılı bütçelerinin görüşüldüğü TBMM’de, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alarak tarım ile ilgili sorun ve sıkıntıları gündeme getirdi.

Merhum Alparslan Türkeş’in Türk milletine hedef göstermek için 9 ışık doktrinini miras bıraktığını anımsatan Fendoğlu, “9 ışık doktrininin 9 ana ülküsünden biri de köycülüktür. Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş, 9 ışık doktrinindeki köycülük ilkesinde şu ifadeleri tarihe not düşmüştür: Köyleri tarım kentleri hâlinde birleştirerek kalkındırmayı, köylünün tefecilerin elinden kurtarılması ve ihtiyacı olan kredi ve diğer yardımların sağlanması için kooperatifleşmeyi, bilhassa orman bölgesinde yaşayan köylüleri öncelikle ve hızla refaha kavuşturmak ve köylüye yatırım yapılmasını belirtmiştir. Başbuğ’umuzun bize bıraktığı mirası bugüne kadar onur ve şerefle taşıyıp getiren, kendi ikbal ve istiklalini, dünyevi istekleri elinin tersiyle iten, kendisini ülkesine, ülküsüne, davasına adayan bilge liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde, çatlamış ve kurumuş Anadolu topraklarının bağrından en ücra dağ köylerine, kısacası Anadolu’yu ana yurt yapan, mazisi 1071’e uzanan geleneğin temsilcileri olarak bizler, tarımın millî ekonominin temini olduğunun bilinciyle tarım politikalarında Hükûmetimizin aldığı kararları desteklerken, sahada uygulanması aşamasında ülkemizin, köylümüzün, çiftçimizin yararına olacak tavsiye ve temennilerimizi de belirtmekle mükellefiz” dedi.

Tarımın istikbalin ve istiklalin teminatı olduğuna da vurgu yapan Fendoğlu, “Toprağın bereketi, birlik, dirlik ve güvenliğin farikasıdır. Toprağın dilini ve dimağını bilen birisiyim, çiftçilerimizin meselelerini, beklentilerini, hedeflerini yakından takip eden bir maziye ve müktesebata sahibim yani ben köylüyüm” ifadelerine yer verdi.

Tarım kentlerinin kurulması gerekiyor

Türkiye’nin tarımda net ihracatçı durumda olduğunu ifade eden Fendoğlu, tarımsal gayrisafi yurt içi hasılanın 40 milyar dolar, toplam gayrisafi hasıla oranının ise yüzde 5’in üzerinde olduğunu hatırlattı. Kırsal cazibe birimleri olan tarım kentlerinin kurulması ve toprak veri tabanı oluşturulması gerektiğini de dile getiren Fendoğlu, “Erozyonla mücadele etkinleştirilmeli ve toprak yönetiminde koordinasyon güçlendirilmelidir. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması önlenmelidir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin tarımsal üretim yapılmak üzere öncelikle taşınmazın bulunduğu yerlerdeki topraksız veya yeterli toprağı olmayan çiftçilere, bunların talep etmemesi üzerine diğer gerçek veya tüzel kişilere kiraya verilmesi sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.

Organik nitelikli tarımsal üretim daha da teşvik edilmelidir

Tohumun tarımda en önemli konulardan biri olduğunu kaydeden Milletvekili Fendoğlu, Türkiye’nin gelecek yıllara ve nesillere aktarabileceği bir milli tohum politikasını ortaya koymaması gerektiğini de vurguladı. Bu nedenle Türkiye’de tarımın güçlenmesi için tohumculuk sektörünün desteklenmesi gerektiğini ifade eden Fendoğlu, “Başta gübre, yem, elektrik olmak üzere tarımsal girdilerin fiyatları yüksek oranda artmaktadır. Çiftçilerimizin mazot, gübre, ilaç, yem gibi girdileri uygun fiyatla alabilmesi sağlanmalıdır. Tarım, avcılık ve ormancılık sektörünün kredi borçları BDDK verilerine göre 2020 Ekim ayı itibarıyla 126,5 milyar liraya çıkmıştır. Bu kredilerin yüzde 4 oranındaki 5 milyarlık kısmı takiptedir. Üreticilere borçlarını ödeyebilecekleri bir yapılandırma imkânı verilmelidir. Tarımsal kredilerde faiz indirimi uygulanması ile hayvancılık sektöründe sıfır faizli kredi uygulamasına devam edilmesi sektöre önemli katkı sağlayacaktır. Organik nitelikli tarımsal üretim daha da teşvik edilmelidir. Havza bazlı ürünler, destekleme programı, bölgesel avantaj ve dezavantajları göz önüne alınarak yeniden düzenlenmelidir” dedi.

Gıda güvenliği sağlanmalı

Hal yasasında yapılması gereken değişiklikler konusunda da henüz somut adımlar atılmadığını dile getiren Fendoğlu, “Gıda güvenliği sağlanmalı, et ve süt ihtiyacımızın yurt içinde sürdürülebilir şekilde karşılanması, hayvan varlığımızın artırılması, niceliğin geliştirilmesi için suni tohumlama çalışmalarının yaygınlaştırılması, hayvancılık işletme ölçeklerinin büyütülmesine yönelik destekleme programları devam ettirilmelidir. Bu bağlamda yem bitkileri desteklemeleri de sürdürülmeli” diye konuştu.

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bu yıl Malatya’da kayısı alımına başladığını da anımsatan Fendoğlu, “Malatya’da çiftçilerin yanında olarak kayısı alımını sağlayan, Genel Müdürümüze ve Bakanımıza Malatyalı hemşerilerim adına teşekkür ederim. Çiftçimiz üretim aşamasında ve sonrasında doğal afetlere maruz kalmaktadır. Birçok ilimizde meydana gelen don, dolu ve sel afetlerinden çiftçimiz büyük zarar görmüş, yaşanan afetler karşısında devletimiz hızla harekete geçerek yaraları sarmıştır” dedi.

Bu, çok önemli bir eksikliktir

Türkiye’de halen su varlık ve kaynaklarının korunması yönetimi konusunda yeterli mevzuatın bulunmadığına da dikkat çeken Fendoğlu, “Bu, çok önemli bir eksikliktir. Su kanunu acilen çıkarılmalıdır” diye konuştu. Ormanların milli servet olduğunu kaydeden Fendoğlu, “Herkesin bir düşmanı vardır. Plansız kesim, tarla açma isteği, kontrol edilemeyen kıl keçileri, özellikle orman yangınları, anız yakmak, teröristlerin ihanetleri, ağaç sevgisinin toplumda düşük seviyelerde olması ormanın, ağacın ve yeşilin düşmanlarıdır” şeklinde konuştu.

Çiftçilerimiz toprağı sevdayla yoğurup emekle işleyendir

Bu zorlu süreçte hükümetin çiftçilere yönelik aldığı kararların yerinde ve değerli olduğunu da dile getiren Fendoğlu, “Üretim maliyetlerinin aşağılara çekilmesi, finansman sıkıntılarının giderilmesi temennimdir. Toprağı kucaklayan eller dualıdır; her takdirin ve övgünün üstündedir. Çiftçilerimiz toprağı sevdayla yoğurup emekle işleyendir. Kredi ekip borç biçmek geride kalmalıdır. Türk çiftçisi hak ettiği seviyelere ulaştırılmalıdır ki yüce Türk devleti de bunu yapmaya muktedirdir” dedi.

Fendoğlu, konuşmasının son bölümünde ise atanmayı bekleyen ziraat, orman ve gıda mühendisleri ile inşaat mühendisleri, veteriner hekimler, gıda, tarım, orman ve hayvancılıkla ilgili teknikerler için ihtiyaç nispetinde kadro açılmasını gündeme getirdi.

Toprağın dilini bilen birisiyim
Toprağın dilini bilen birisiyim