Terziler çırak bulamıyor

Malatya'da 32 yıldır terzilik yapan Mehmet Sait Akkaya, terzilik mesleğinin bir zamanlar çok iyi olduğunu belirterek, teknolojinin gelişmesiyle birlikte terziliğin fabrikalaştığını, kendilerinin de iş alanlarının daraldığını söyledi. Terzilik mesleğinin yok olmayla karşı karşıya olduğunu anlatan Akkaya, '8 yıllık eğitim zaruri hale gelmesi nedeniyle çırak bulamaz duruma geldik' dedi.

Terziler çırak bulamıyor

Bir zamanların gözde mesleği terzilik, insanların hazır giyime rağbet etmesiyle unutulmaya yüz tutan meslekler arasına giriyor. Malatya’da 1979 yılında başladığı mesleği sürdürmeye çalışan Mehmet Sait Akkaya, terzilik mesleğinin peygamber mesleği olduğunu, bu mesleğin çırak bulamamasının üzücü olduğunu kaydetti. 1979 yılında başladığı mesleğin çok iyi olduğunu anlatan Akkaya, "Herkes kaliteli giyiniyordu, alım gücü vardı. 12 metrekare dükkânda 7-8 kişi çalışıyorduk ve üretiyorduk. Daha sonra teknolojinin gelişmesi ısmarlamayı biraz öldürdü. Bu iş fabrikalaşınca bizim de iş alanlarımız daraldı" diye konuştu.

Peygamber mesleği bu hale geldi

8 yıllık eğitim zorunlu hale gelmesi ile birlikte çırak bulamadıklarını ifade eden Akkaya, "54 yaşındayım ben. Benden sonra bir kuşak daha yetişti. O kuşaktan sonra bir pantolon, bir ceket kesip dikebilecek bir ısmarlamacı, bir personel bulunamayacak. Peygamber mesleği bu hale geldi, gerçekten üzücü bir durum. Alışveriş Merkezleri ve büyük mağazalarda fiyatlara bakıldığında bir pantolon 300 TL’ye satılıyor, Terzi’ye 1 TL’ye paçasını yaptırıyor, Gömleği 1 TL’ye ütülettiriyorlar. Meslektaşlarımız da kendi aralarında kötü rekabete giriyorlar. Çünkü emek çekmeden adam terzi olmuş. Sıkıntılarımız çok biz kendi kendimize bu durumlara gelebildik, emekli olabildik. Ayaklarımızın üstünde durabiliyoruz. Yeni gelecek arkadaşlara Allah yardım etsin. Mesleğin durumu hiç iyi değil. Bir de pandemiden dolayı her ayın 8-10 günü kapatıyorlar bizi. Geçim çok zor. Ne yapılması gerekiyor diye yetkililerin düşünmesi lazım" şeklinde konuştu.

Olan gariban esnafa oluyor

Pandemiden önce ve sonraki süreçte işler nasıl etkilendi. İşlerinizde düşüş yaşandı mı? Sorusuna yanıt veren Akkaya, "Pandemiden öncede zaten piyasada bir sıkıntı vardı ama millet o kadar üstelemiyordu. Pandemi tuzu biberi oldu. Ben 32 yıl boyunca 8 bin gün pirim ile emekli oldum. Dilekçe verdiğim gün devletten alacaklıydım. 8 bin gün pirim ile aldığım maaş bin 726 TL’dir. Buda bir sorun. Ben hep üreten bir esnaf olarak primlerimi ödedim, ama hakkımı alamadım. Her gün bu dükkanı açarak çalışmak zorundayım çünkü geçinemiyorum. Çocuğum üniversiteyi bitirdi ama şuan evde kuzu kuzu yatıyor. Ben esnaf olarak bin 726 TL emekli maaşı alıyorum, ben 3 bin TL’ye mahkum edildim. Ben hibe istemiyorum, hakkımı istiyorum. Cumartesi günü markete geldik alışveriş için, herkes açıktı. Yasak var ama berber, terzi gibi garibanlar kapalı. Herkes bir belge ile dışarıda. Olan gariban esnafa oluyor. Benim dükkanım 20 gün kapalıydı, dükkan sahibi gelip kirasını aldı ve gitti. Öyle bir tezat durum ki, esnaf kapalı sokağa çıkma yasağı var ama Bankalar açık. Pandemi döneminde biz bu işi beceremedik. Biz ülkemizi seviyoruz" ifadesini kullandı.