Herkes şampiyonluğa inanmıştı

Malatyaspor'un efsane futbolcularından Feridun Özütok, Net Haber Gazete'sine 1983-84 sezonunda kazanılan namağlup şampiyonlukla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Herkes şampiyonluğa inanmıştı

1983-84 sezonunda namağlup şampiyon olarak 2. Ligden 1. Lige yükselen Malatyaspor'un olan kadrosunda yer alan orta saha ve forvet mevkiinde oynayan Feridun Özütok, namağlup şampiyonluk olduklarında, futbolculardan taraftara herkesin katkı sunduğunu belirterek,  takımdaki birlik ve beraberliğin muhteşem bir şampiyonluğu getirdiğini söyledi.

Malatyaspor'un efsane futbolcularından Feridun Özütok, Net Haber Gazete'sine 1983-84 sezonunda kazanılan namağlup şampiyonlukla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Özütok, 1983-84 sezonunda Malatya'da herkesin ortak düşüncesinin şampiyonluk olduğunu belirtti.

Benim için mutlu olduğum yer önemli

Özütok, Fenerbahçe'nin alt yapısında yetiştiğini anımsatarak, "Askerdeyken Sivasspor'a transfer oldum. Daha sonra Erzurumspor'a gittim. Malatyaspor'un efsane golcüsü Oktay Çevik'le bir sezon Erzurumspor'da top oynadık. Malatyaspor'a 83-84 sezonunda transfer oldum. Malatyaspor'a bir sezon önce transfer olacaktım. Erzurum'dan sonra Denizli istedi.  Sarıyer o zaman tekrar birinci lige yükseldi. Ailem futbola İstanbul kulüplerinde devam etmemi isteğinden İstanbul'da kalmaya karar verdim. Erzurum'dan Sarıyer'e transferim gerçekleşmedi. O sezon Erzurum'da oynamak zorunda kaldım.  Malatyaspor'un yardımcı antrenörü İsmail Tekin beni seyrederek, transfer edilmem için yönetime rapor sunmuştu. Futbolda benim için mutlu olduğum yer önemli. İstanbul olmuş Malatya, Erzurum, Sivas hiç fark etmiyor.  Malatya'da da mutluydum. Normal bir hayatım, yaşantım vardı. Evden işe, işten eve giderdim " dedi. 

Malatya'ya yerleşmeyi bile düşündüm

Malatya'da çok güzel günlerim geçtiğini söyleyen Özütok, "Futbol açısından da öyle. Malatya'da ahbaplarım vardı. Malatya'da bağlantım halen devam ediyor. Hatta yerleşmeyi bile düşündüm.  Oğlum Malatya'da doğdu İstanbul'da yaşasam ne Malatya'da yaşasam ne? Benim normal bir yaşam, tarzım var" diye konuştu.

Kritik goller attım

Özütok,  "Bolu kampından dönerken Malatya dışında gecenin bir saatinde bizi karşılayan taraftarları görünce, bu takımın bu sene şampiyon olacağına inanmıştık. Malatyaspor bir sezon öncesinde de şampiyonluk mücadelesi veriyordu. Geldiğim sezon takımda isabetli transferler yapıldı. 

Ankaragücü'nden Fuat, Bursaspor'dan Muzaffer, Sarıyer'den Cevat'ın gelmesiyle birlikte  seyirci  de inanmış ki, daha lig başlamadan şampiyon havasına  girmişlerdi. Takımda da işler iyi gidince daha da havaya girildi. Urfa deplasmanında yaptığımız maçta matematiksel olarak şampiyonluğu garantilemiştik.  Ondan sonra ki maçlarda  biz namaglup şampiyonluk yaşamak için mücadele verdik.  Kırşehir'de maçta 2-0 geriye düşmemize rağmen maçı kazanacağımıza inanıyorduk ve maçı çevirerek 3-2 galip geldik. Ne yapar ne eder maçları kazanırdık.  Namaglup şampiyonluğumuzda herkesin takıma katkısı vardı. Futbol bir takım oyunu, ekip işi. Oynayan, oynamayan herkesin katkısı oldu. Herkes birbirine destek oldu. Önemli olan o havayı bulmak. Puan açısından olduğu kadar, gol attığım takımlar zirve yarışının uzağında kaldılar. Gaziantep, Kayseri, İskenderun gibi şampiyonluk mücadelesi veren takımlara gol attığım için gollerim çok önemliydi. Malatyaspor'dan sonra tekrar Sivasspor'a döndüm.  Malatya bambaşkaydı, bende ayrı bir yeri ve önemi var. Dostlarımız, arkadaşlarımız var.  Malatya'da birlikte futbol oynadığım arkadaşlarla görüşüyorum. Feyzullah, Tibili İbrahim, Fuat, Levent'le görüşüyorum. Öyle bir yazı dizisi hazırladığınız için Net Haber Gazetesine ve Malatyalılara teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.

***

Gazeteci meslektaşımız Bülent Korkmaz'ın kaleminden Feridun Özütok;

Bu Malatyaspor şampiyonluğa koşarken her futbolcu üzerine düşeni yapıyordu. Feridun ise bir başka oynuyordu, daha doğrusu “büyük” oynuyordu. Malatyaspor’un şampiyonluk yolundaki rakiplerine golleri atan, rakiplerin birer birer devre dışı kalmasında başrolü oynayan oydu. 

Nasıl mı?

18 Eylül 1983, Malatya Rize deplasmanında oynuyor, rakip 1. Ligden gelme, bir bayram günü oynanan maçta tek golle galibiz ve gol Feridun’dan. 30 Ekim’de Kayseri deplasmanındayız. Rakibin şampiyonluk iddiası var. Malatya’dan binlerce kişi yola koyulmuş. O gün bir nüfus sayımı yapılsa milletvekili sayımız düşecek desek abartmış ama durumun ciddiyetini de ortaya koymuş oluruz. Malatyaspor taraftarları şehrin dışında bir yerde güvenlik önlemi kapsamında durduruluyor. Açık bir alan, yağmur başlıyor, insanlar iyice ıslanıyor. Durulan yerde alışveriş olanağı yok, herkesin karnı aç. Sanki insanlar maç izlemeye gelmemiş de zulümden kaçmış mülteci durumundalar. Kamyonla ekmek getiriliyor, ekmek kapanın elinde kalıyor, ekmekçi o hengâmede dağıttığı ekmeğin parasını alamıyor.

İşte bu şartlarda ve tamamen dolu tribünler önünde oynanan maçın ilk yarısı golsüz sonuçlanıyor. İkinci yarının başında Feridun takımını 1-0 öne geçiriyor, Kayseri’nin yıldızı Senai karşılık veriyor. 20 bin Kayserili sevinçten çılgına dönmüşken santrayla birlikte topu alan Feridun 2. golü atıp takımını zafere ulaştırıyor. 25 Aralık’ta yine deplasmanda Gaziantepspor’la oynuyoruz. Gaziantep genç yaşta kaybettiğimiz merhum Hüseyin’in golüyle 1-0 öne geçiyor. Feridun yine imdada yetişiyor ve neredeyse 30 metreden topu Antep filelerine “mıhlıyor”. Maç 1-1 bitince Gaziantep’in de umutları tükeniyor.

Ligin ikinci yarısının ikinci haftası, 5 Şubat 1984 tarihinde Malatyaspor İnönü Stadında İskenderunspor’la final niteliğinde bir maça çıkıyor. 

 O yıllar uygulanan sisteme göre galibiyete 2 puan, beraberliğe 1 puan, yenilgiye ‘demir gazozu+gofret” veriliyor. 

Malatyaspor, rakibinden 3 puan ileride. Yenilirse fark 1’e düşecek, yenerse İskenderun’un umutları azalacak. Tribünlerin sabahın erken saatlerinden itibaren tamamen dolduğunu söylemeye gerek yok. Karşılaşmayı dönemin en iyi hakemlerinden FIFA kokartlı Necmi Temizel yönetiyor. İlk yarı golsüz tamamlanıyor. İkinci yarı? Söylemeye gerek var mı? Yine Feridun… Orta sahada aldığı bir topla dalıyor, 2 kişiyi geçiyor ve golünü atıyor.

Artık lig matematiksel olarak değilse bile “mantıken” bitmiştir. Zaten o fark sezon sonunda 12-13 puana ulaşacaktır.

Feridun, ligin bitimine 4 hafta kala Urfa’da şampiyonluğun ilan edildiği o sezon Diyarbakır, Sebat Gençlik, Erzurum, Gaziantep ve Elazığ filelerinin de hatırını soruyor, penaltıları gole çeviriyor, bir de frikikten golü var ama asıl katkıyı yukarıda belirtilen kritik maçlarda sağlıyor.

Malatyaspor 1984-85 sezonundan itibaren 1. Ligde 6 sezon mücadele ediyor. Feridun bu dönem bir “görev adamı” olarak takımında yer alıyor. 1.Ligdeki ilk maç Malatya’da Fenerbahçe’yle 0-0 bitiyor, ikinci maç İstanbul’da Galatasaray’a karşı 2-1 kaybediliyor, golümüzü Levent Numanoğlu kaydediyor. Üçüncü maç Malatya’da Boluspor’la, 3-1 galibiz ve ilk gol Feridun’dan.

Feridun, 1.Ligdeki 6 sezonun ardından 2.Ligde 2 sezon daha oynayacak,  36 yaşında 9 yıl formasını taşıdığı Malatyaspor’dan ayrılıp o dönem 3. Ligdeki Sivasspor’a, yani profesyonelliğe başladığı yere, gidecekti. Malatyaspor’daki son sezonunda takımın en istikrarlı oyuncularından birisiydi. Halen 18 yaşında gibi koşuyor, alkış alıyordu. İzlemedim ama izleyenlerin söylediğine göre performansıyla Sivasspor’u şampiyonluğa taşıyordu 37’lik delikanlı Feridun. Ligin bitimine birkaç hafta kala sakatlanınca Sivas şampiyonluğa ulaşamamıştı. 

Genç kuşaklara bir hatırlatma: O yıllarda 30’una “merdiven dayayan” ulaşan futbolcuya “yaşlı”, 25 yaşına kadar gelin olmayan kıza “evde kalmış” denilirdi. 

Bu zihniyet belki en verimli çağında Fatih Terim’e, Cemil Turan’a 30-31 yaşında futbolu bıraktırmış; nice genç kızımıza da kariyer yerine bol miktarda çocuk yaptırmıştı. 

Sadece Futbolcu mu?

Feridun Özütok insan olarak hoş, farklı ve ilginç bir kişiliğe sahipti.

Futbolcu olarak; sahada gayet sakin, hakeme itiraz ettiği pek görülmemiş, neredeyse hiç kart görmeyen, kasti faul nedir bilmeyen, basın mensuplarına veya futbol şebekesinin başka unsurlarına kendisini hiç pazarlamayan, uzun lafın kısası “mülayim” bir futbolcu tipiydi.

1985-86 yılında Bolu’da oynanan bir maçta sonlara doğru oyuna girip 80. dakikalarda bir gol atıp takımının galibiyetini perçinlemiş, ardından teknik Direktör Sümer kendisini tekrar kenara almış ve bu durum dönemin televole basınca “Attığı gol sonrası yedek kulübesine el-kol hareketleri yapan Feridun’u Sümer oyundan aldı” diye haberleştirilmiş, kendisini tanıyanlar nasıl böyle bir hareket yaptığına şaşakalmıştı. 

Yıllar sonra bana “O maçta öyle bir şey kesinlikle olmadı. Hocam beni taktik gereği değiştirdi. Basın niye öyle yazdı, anlamadım” diye açıklamıştı. Ben “Nasıl olur? Neden bunu tekzip etmedin?” diye karşılık verdiğimde “Ne bileyim işte!” gibisinden bir cevap vermişti.

Feridun’un, koşu testlerinde atletleri bile kıskandıran, 37 yaşına kadar koşan Feridun’un şu an yazdığımda inanmayacağınız bir özelliği vardı: 

Sigarayı çok içerdi hem de severek… 

Gözlerimle görmesem ben de inanmazdım. Şakayla karışık “Tütünü ekmek arası yapıp yiyesi geldiğini” söylerdi. Eski yöneticilerden merhum Doğan Aydoğan “Feridun’a maçın devre arasında bir sigara uzatsan yok demez, tüttürür” derdi.

Efsane Malatyasporun efsane futbolcusu Feridun Özütok’un Malatya yılları konuşulmaya devam ediyor. Haber: Abdullah Ergün-Nevzat Kanar. Foto Arşiv: Dr. Bülent Topaloğlu

Herkes şampiyonluğa inanmıştı
Herkes şampiyonluğa inanmıştı
Herkes şampiyonluğa inanmıştı
Herkes şampiyonluğa inanmıştı