Barış için gidiyoruz

TBMM'de kabul edilen Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan AK Parti Malatya milletvekili Ahmet Çakır, 'Biz her zaman barıştan yana olduğumuzu, barış için var olduğumuzu bu yönde çaba harcadığımızı açıklıyoruz. Oraya savaş için değil barış için gidiyoruz' dedi.

Barış için gidiyoruz

AK Parti Malatya milletvekili Ahmet Çakır, beraberindekilerle Malatya Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Taneli'yi ziyaret etti.  Ziyarette basın mensuplarına, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile ilgili açıklamalarda bulunan Çakır, İsrail, Rum Kesimi, Fransa, Yunanistan gibi ülkelerin tezkereden açıkça rahatsız olduklarını belirterek, ama bunun karşısında içeride ki muhalefetin bundan rahatsız olmasına bir anlam veremediklerini söyledi.

Eski Türkiye yok 

Türkiye'nin artık eskisi gibi olmadığını söyleyen Çakır, “Bölge ateş çemberinin içerisinde, ülke sınırlarının yeniden çizildiği, ekonomik varlıkların el değiştiği, petrol yataklarının bazı güçlerin Türkiye'yi dışladığı bir gerçektir. Türkiye bütün bunları bertaraf edebilecek bir güce geldi. Eski Türkiye değil. Türkiye kabuğuna çekilip, kendi sınırları içerisinde saldırılarla baş etmesi mümkün değil. Geçmişte Türkiye bunu yapıyordu. Kabuğuna çekilen bir Türkiye vardı. Terör her zaman bir koz olarak Türkiye'nin karşısına her masada adeta ortaya konulan kart hüviyetindeydi. Bu süreç içerisinde Türkiye hem terörle içeride dışarıda her türlü mücadeleyi yapacak kapasiteye geldi. Bu kapasiteye gelmesi içinde ekonomik olarak güçlenmesi gerekiyor. Savunma sanayinde her alanda gelişmesi gerekiyor. Türkiye haklarını ve çıkarlarını korumak üzere artık sahada var olduğunu gösterdi. Haliyle artık Suriye'den gelecek tehlikeleri bertaraf etmek üzerine, orada oluşturulacak bir terör koridorunu ortadan kaldırmak üzere yaptığı hamleler gibi, Kuzey Irak'ta yaptığı hamleler gibi. Türkiye artık birçok devletin Akdeniz'de Mısır'ın, İsrail'in, Rum Kesimi, Yunanistan'ın içerisinde bulunduğu Fransa'nın destek verdiği, Amerika'nın o bölgede olduğu, İtalya'nın içerisinde olduğu, Türkiye'yi tamamen dışlayan bir anlayışla, oradaki doğalgaz ve petrole yönelik anlaşmaların ve planlamaların olduğu bir süreç içerisinde bunların anlaşmalarıyla, Türkiye deniz sahilinden ileriye gidemeyeceği bir pozisyonuna düşürülmek istendi. Ama Türkiye artık her türlü tedbiri alacak. Kendi geleceğini, 100 yıl sonrasını planlayan bir Türkiye var" diye konuştu.

Birçok oyunu boşa çıkardık

Libya ile yapılan anlaşmanın, bugüne kadar orada oynanan birçok oyunu boşa çıkardığını vurgulayan Çakır, “Bu çoğu devleti rahatsız etti. Ama içeride rahatsız olanlara anlam veremiyoruz. Tabi ki, İsrail, Rum Kesimi, Fransa, Yunanistan rahatsız olacak ve bunlar rahatsızlıklarını açıkça dile getiriyorlar. Ama bunun karşısında içeride ki muhalefetin bundan rahatsız olması gerçekten bunu bir yere oturtamıyorum. Libya ile yapılan anlaşma çıkarlarımızı korumak anlamında sadece Libya ile değil Dünyanın 7 farklı noktasında anlaşmalarımız, askerlerimiz var. Burada bulunma nedenimiz hem ülkemizin geleceği adına oluşturulan tehdit, kumpas ve oyunları bozmak. Türkiye kendi geleceği noktasında hem bölgenin istikrarını korumak hem de bölge halkının güvenliğini sağlamak amacıyla atılan adım ve tedbirlerden bir tanesi. Türkiye inşallah orada da bir huzurun sağlanmasında, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen yönetime karşı yapılan saldırıları bertaraf etmek anlamında, Libya halkının huzur içerinde yaşaması anlamında bu anlaşmayı yapmıştı. Bize düşen bir ve beraber olmaktır" şeklinde konuştu.

Savaş çığırtkanlığı yapmak doğru değil

Çakır, Türkiye'nin Libya'ya gidiş amacının bölgeye huzur getirmek olduğuna dikkat çekerek, “Bu bir savaşa gidiyor olarak öyle bir şey yok. Türkiye'nin oraya gidiş amacı, bölgede ki uluslararası hukuka aykırı anlaşmalar, Türkiye'yi dışlayan tutumlar, Libya'yı parçalanıp, bölünmesi gibi umurunda olmayan sadece kendi çıkarlarını düşünen bölge ülkelerine karşı yapılan saldırılara karşı alınmış bir önlem, tedbirdir. Dolayısıyla bir savaşa girmek, savaş çığırtkanlığı yapmak kesinlikle doğru değildir. Biz her zaman barıştan yana olduğumuzu, barış için var olduğumuzu bu yönde çaba harcadığımızı her zaman açıklıyoruz. Oraya savaş için değil barış için gidiyoruz" yorumunda bulundu.