Eğitimde sorunlar büyüdü
Eğitim-Sen Malatya Şube Başkanı Kazım Albayrak, 2020-2021 eğitim öğretim yılı ile ilgili değerlendirmede bulundu. Pandemi sürecinde eğitimde sorunların kartopu gibi büyüdüğü belirten Albayrak, AK Parti Hükümetinin salgın ve ekonomiyi yönetememesi nedeniyle 2020 - 2021 eğitim öğretim yılı eğitimin kayıp yıl olduğunu söyledi.
Eğitim Sen Malatya Şube Başkanı Kazım Albayrak, “2020-2021 Eğitim-Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu” raporunu yayımladı. Raporda, uzaktan eğitimdeki eşitsizlikten, ataması yapılmayan öğretmenlere kadar pek çok soruna değinildi.
Eğitimin kayıp yılı
Bir eğitim öğretim yılının sonuna salgının gölgesinde girildiğini kaydeden Albayrak, "AK Parti Hükümetinin salgın ve ekonomiyi yönetememesi nedeniyle tüm memleket, tüm toplum nasıl perişan oldu ve krizin acımasız şartlarında zor güç yaşamaya çalışıyor ise eğitim uygulamaları da salgının iyi yönetilememesi nedeniyle eğitimin kayıp yılı oldu. Öğrencilerimiz, öğretmenler, tüm eğitim çalışanları ve öğrenci aileleri bu sürecin olumsuzluğunu, yetersizliklerini fazlasıyla yaşadılar. Okullarda, eğitim yılı içinde ders ve davranış değerlendirmesi ile öğrencilere karne düzenlenmesi gibi, ülkemizin eğitiminden, alınacak tedbirler ve sorunlar karşısında uygulanacak politikalardan sorumlu Milli Eğitim Bakanlığı'na da Eğitim Sen olarak bir karne düzenlemeyi sorumluluk olarak gördük. Milli Eğitim Bakanlığı salgın koşullarında ne söyledi, ne yaptı? Eksik mi kaldı? Yeterli miydi? Başarılı mıydı? Her ne kadar bu dönemde Milli Eğitim Bakanlığı eğitim alanında sorun yokmuş gibi davransa da durmadan olumlu bir algı yaratmaya çalışsa da ülkemizin ve tüm toplumun pahalılık, açlık, yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk gibi en önemli sorunlarından biri de kuşkusuz eğitim sisteminin sorunlarıydı" dedi.
Öğrenci eğitim sürecinden koptu
Pandemi sürecinde eğitimde sorunlar kartopu gibi büyüdüğünü dile getiren Albayrak, "Salgın koşullarında MEB doğru politikalar oluşturamadığı için belirsizlikler yaşandı. Yeterli tedbirler alınmadan, hazırlıklar yapılmadan plansızlıklar üzerinden okullar yüz yüze eğitime açıldı, görüldü ki vaka sayısı artıyor, geri kapatıldı, uzaktan eğitime geçildi. Uzaktan eğitimin de tükenmeyen sorunları vardı. Plansızlıklar ve belirsizlikler öğrencilerde, velilerde, öğretmenlerde güven sorunu, erişim sorunu, ruhsal sorunlar yarattı. Milli Eğitim Bakanlığı, okulların kapalı olduğu dönemde uzaktan eğitime ulaşamayan öğrenci sayısını 1,5 milyon olarak açıklamasına rağmen, ülkemizde en az 4 milyon öğrenci uzaktan eğitime ulaşamadı veya eğitim sürecinden koptu. Bu süreçte özellikle yoksul ailelerin çocuklarının eğitime erişim sorunu yaşamaları nedeniyle eğitim hakkından yararlanmada bariz bir eşitsizlik ortaya çıktı. Ülkemizin birçok yerinde ve özellikle yoksul bölgelerde öğrencilerimiz internete ulaşamadı. Uzaktan eğitime katılabilmek için öğrencilerimizin dağ tepe tırmanmaya çalıştıklarına tanık olundu. Dört milyonu aşkın öğrencimizin tablet/telefon ihtiyacı çözümsüz kaldı. Sonrasında, bu yoksul çocukların, diğerleriyle aynı sınavlara tabi tutulması eşitsizliğin somut göstergesi değil mi? Çocuk işçiler sorunu salgın koşullarında arttı, göçmen çocukları, eğitime erişemeyenler, kız çocukları, özel eğitime gereksinim duyan çocuklar MEB'in öncelikleri arasında yer almadığı için, MEB bu çocukların eğitim hakkını gözetmediğinden, yeterli önlemler almadığından bu çocukların sorunlarına çözüm üretilmedi" diye konuştu.
Eğitim bütçesi geriledi
Ataması yapılmayan öğretmenlerin sorunu devam ettiğini söyleyen Albayrak, KPSS mağdurları, sözleşmeli, ücretli öğretmenlerin yaşadıkları ve özel öğretim kurumlarında çalışan eğitimcilerin sorunlarının çözülmediğini belirtti. Albayrak, eğitim bütçesinin gerilediğini vurgulayarak, "Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, salgın koşullarına rağmen 2021 yılı için 146 milyar 929 milyon TL olarak belirlenmiştir. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay % 17,18 iken, 2021 yılı itibariyle bu oran yüzde 7,69'a gerilemiştir. Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan bu miktar, eğitimin temel ihtiyaçlarını karşılamakta, eksiklikleri gidermekte ve uzaktan eğitime erişimde fırsat eşitliği yaratmakta pek tabii ki yetersiz kalmıştır" şeklinde konuştu.
MEB sorumluluk almalı
MEB'in eğitimde telafi programının güllük gülistanlık değil oldukça sorunlu olduğunu ifade eden Albayrak, MEB'in planlanmış ve hazırlanmış bir telafi programı olmamasına rağmen varmış gibi yapmaktadır. 5 Temmuz-31 Ağustos arası için açıklanan etkinlikler telafi programı olarak görülemez. Bunlar yaz tatili içerisinde sınırlı sayıda öğrencinin yararlanacağı yaz etkinlikleridir. Bunların telafi eğitimi gibi sunulması gerçek anlamda telafi eğitimi gereksinimini ortadan kaldırmaktadır. Dünya telafi eğitimini kapsamlı olarak tartışmakta, bu konuda bilimsel çalışmalar ve hazırlıklar yapmakta, ülke parlamentoları konunun öneminden dolayı bu konuda yasal düzenlemeler yapmaktadır. Telafi eğitimi o kadar önemle tartışılmaktadır ki, ülkelerin bu konuda ayırdıkları bütçe en önemli tartışma başlıklarından biri haline gelmektedir. Örneğin telafi eğitimi için ABD'de öğrenci başına £1600 (pound), Hollanda'da £2500 (pound) ayrılırken Türkiye'de henüz bu konuda ayrı bir bütçe dahi oluşturulmamıştır. Telafi eğitimi, gelinen aşamada, MEB'in değil okulların ve öğretmenlerin sorumluluğu haline gelmiştir. MEB, bu konuda sorumluluk almalı ve …muşçasına değil, gerçekten yapmalıdır. Adeta bir sorunlar yumağı haline gelen eğitim sistemine kimsenin, özellikle de MEB'in, gözlerini kapatmaya hakkı yoktur. MEB, telafi eğitiminin kendi sorumluluğunda olduğunu unutmamalıdır. Telafi eğitimi bilimsel olarak planlanmalı ve bunun için gerekli kaynak ayrılmalıdır. Telafi eğitimi MEB'in sorumluluğunda, okullarda kamusal sorumlulukla sürdürülmelidir" ifadesini kullandı.