Ahlak ve maneviyat şart

Saadet Partisi (SP) Malatya İl Başkanı Osman Marasalı, kadınları, İstanbul Sözleşmesi veya polis gücüyle korumanın mümkün olmadığını söyledi. Marasalı, 'Her şeyin başına ahlak ve maneviyatı koymak lazım. Topluma büyük görevler düşüyor' dedi.

Ahlak ve maneviyat şart

SP Malatya İl Teşkilatı temmuz ayı genişletilmiş İl Divan Toplantısı İl Başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantı öncesi basın mensuplarına gündeme dair açıklamalarda bulunan Marasalı, Saadet Partisi’nin 19 kuruluş yıldönümünü idrak ettiklerini anımsatarak, davanın kişilere bağlı olmadığını, kişilerin gelip geçici olduğunu fikirlerin ise, sürüp gideceğini, toplumun milli Görüş çizgisiyle bu badirelerden kurtulacağına inandıklarını ifade etti.

Topluma büyük görevler düşüyor 

Marasalı, son 30-35 yılda mutat hale gelmiş şehit haberlerinin, bu ay içerisinde de devam ettiğini belirterek, şehitlere Allah'tan rahmet diledi. Son yıllarda artan kadın cinayetleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Marasalı, "İnsan yaratılış gayesinin dışarısına çıkarıldığı zaman, ahlak ve maneviyatın maalesef ayaklar altına alındığı zaman bu hadiseler, artık sıradan bir suç haline geliyor. Bu toplumun mayası haline gelmiş olan İslami inancı, toplumun elinden söküp aldığı erkekleri birer canavara, kadınları da birer kurbana dönüştürmüş oluyoruz. Kadınları, İstanbul Sözleşmesi veya polis gücüyle, korumak mümkün değildir. Oturup düşünmemiz lazım. Niye 2004-2005’lere kadar kadın cinayeti yokken, yada beş- altı yılda bir taneyken, son 15 yılda her ay 2-3 kadın cinayeti hunharca işlenir hale geldi. Oturup, bunun hesabını yapmak, kadın erkek ilişkilerini yeniden dizayn etmek, inancımıza bakmak, Cenap-ı Allah’ın erkeğe verdiği hakları değerlendirmek lazım. Her şeyi başına da ahlak ve maneviyatı koymak lazım. Topluma da büyük görevler düşüyor. Çocuğunuzu üniversiteye, liseye gönderirken takip etmek lazım. Niye, kendimizden emin olsak da, karşı taraftan emin olamıyoruz. Maalesef bugün yolda giden bir insan, sapığın biri tarafından saldırıya uğrayıp, bıçaklanabiliyor. Bunun için de devletin yapması gereken yeniden önemli şey; İslami öğretilerin önünü açmak, toplumu bu konuya devlet politikası olarak değil, gönüllü olarak katılımını sağlamak" diye konuştu.

Üreten ekonomiye geçmemiz lazım

Marasalı, Ayasofya’nın 86 yıl sonra camiye dönüştürülmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.  Ülkenin önemli meseleleri olduğuna dikkat çeken Marasalı, "Teknik direktörler maçtan sonra, biz bu maçı unutmalıyız, önümüzdeki maçlara bakmalıyız diyorlar. Bizde Ayasofya’da namazımızı kıldık, gerçek gündemimize bakmalıyız. Ayasofya güçsüz olduğu için kapatıldı. Talimat verdiler, Atatürk’ün imzasını taklit ettirdiler ve kapattılar. Eğer ekonomik olarak, Batı'nın eline mahkum olacaksak, Londra Borsası’nda, tefecilerden, faizcilerden para dilenmek zorunda kalacaksak Siyonizm uşakları haline gelmiş Arap ülkelerine el açıp, ne olur para verin diyeceksek, bu para vermek için Ayasofya’yı kapat derler bizde tıpış tıpış ülkemizin selameti, bekası için kapatmak zorunda kalırız. O yüzden ekonomiyi dışarıya bağımlı hale gelmekten kurtarıp, üreten ekonomiye geçmemiz lazım. Çiftçinin, üreticinin, esnafın mağduriyetlerinin önüne geçmek lazım. Faizsiz bir ekonomi haline gelmek lazım. Bunun için de üreten bir Türkiye lazım” şeklinde konuştu.

Ülke gündemini tartışalım

Kardeş kavgasına son verilmesi gerektiğini ifade eden Marasalı, "Ülkemizin bütün enerjisini emip bitiren, tüketen kardeş kavgasına; sen sağcısın ben solcu, sen Türk’sün ben Kürt, bütün bu suni bölünmüşlüğü bir kenara bırakıp, bir masa etrafında, iktidarıyla, muhalefetiyle ülke gündemini tartışıyor olmamız lazım. Bunun içinde parlamentoya gönderdiğimiz milletvekillerimizin, söz hakkının olması lazım. Bugün hepimiz istiyoruz ki, meclise gönderdiğimiz vekillerin, şu yasayı çıkardınız hata yaptınız savunmanızı alalım diye bilmeliyiz. Ama maalesef bunu söylediğimiz zaman onlara da haksızlık yapmış olacağız. Çünkü onların el kaldır, el indirmekten başka hiç bir görevlerinin olmadığını biliyoruz. Türkiye’yi bir an önce bu görüntüden kurtarmak lazım. İnanıyorum iktidar partisinin lideri de bu durumdan mustarip. Meclisteki bütün milletvekillerine sadece bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştırmak bu millete yapılabilecek en büyük kötülüktür" şeklinde konuştu.

Ekonomi iyi gitmiyor 

Basın ve fikir özgürlüğü ile ilgili konuşan Marasalı, insanların devletin garantisi altında özgürce fikirlerini beyan edebilmesi gerektiğini belirtti. Ekonominin iyi gitmediğini söyleyen Marasalı, "Bunu yıllık enflasyon, faiz oranlarıyla, bertaraf etme derdindeyiz. Algı operasyonlarına harcadığımız zamanı, eğer gerçek olarak ekonomiye harcamış olsaydık, bugünkünden çok daha iyi durumda olabilirdik. İşsizlik rakamları 3 milyon 775 bin kişi gibi gösteriliyor. Ama bu rakamların en az 7 buçuk-8 milyon civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Çünkü iş yerlerine yapılan başvuruları biliyoruz. Öbür taraftan organize sanayide hangi fabrikaya giderseniz gidin üzerinde işçi aranıyor diye mutlaka tabelada görürsünüz. İşçi bulunamıyor. Bir taraftan işsizlik 7 buçuk-8 milyon, öbür tarafta iş arayan insanın olmadığı bir durum. Buda ahlak ve maneviyatla ilgili olan bir durum. Faizle mücadele edeceğiz dedik. Maalesef tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarını patlattık. İcra sayısı 20 milyonu aşmış durumda. Ülkemizde üretilen mamuller ya pazarlama, fiyat sorunu yaşıyor. Hiç bir şey yaşamazsa kalite sorunu yaşıyor. Bu konu ile ilgili önümüzde planlı, programlı bir çalışma yok”  diye konuştu. 

Toplumun ahlakını düzeltmek devletin görevi

Sosyal medya düzenlemesiyle ilgili partinin görüşünün açık ve net olduğunu vurgulayan Marasalı, "Hakaret kim tarafından yapılırsa mutlaka soruşturma altına alınmalıdır. Suç kişiseldir. Mutlaka cezalandırılmalıdır. Ama Temel Karamollaoğlu ve ailesine hakaret edilirken, hem de iktidar partisinin organize ettiği bir yoğun bir şekilde Müslüman olmuş 50 sene imanını yaşamış hanımefendiye her türlü hakaret ve iftira yapılırken, susacaksınız. Ama Sayın cumhurbaşkanımızın eşi ve ailesine yapıldığı zaman ayağa kalkacaksınız, ayağa kalkmak lazım. Ama muhalefete, hakkı söyleyen insanlara karşı da, velev ki hoşunuza gitmese bile destek olup, soruşturmak zorundasınız. Hatta sevseniz de sevmeseniz de Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli’ye karşı yapılan hakaretler kişisel bazda hesap sorulması gereken hakaretlerdir. Toplumun ahlakını düzeltmek devletin görevidir. Devletin bu konuda gereken tedbirleri almalıdır. Sosyal medya düzenlemesini istediğin bir karartma haberi yayınlayacaksın, istemediğin haberi yayınlamayacak diyerek bugünkü medyanın düzeyine indirgeyecekseniz, o zaman toplum kendisine başka mecralar arar. Bu da kontrol altına alınamazsa daha kötü olaylara sebebiyet verir” dedi. 

Enflasyon nispetinde yapılmalı

Son zamanlarda MASKİ'nin mesken yapılarda suya yaptığı yüzde 20'lik zamla ilgili neler söyleyeceksiniz sorusuna yanıt veren Marasalı, “Popülist bir yaklaşım gösterecek olursak, zam yapılamaz. Zam yapmayın demek kolay. Eğer zam olmasını istemiyorsanız ekonominin sağlam olması lazım. Eğer memura yada işçiye enflasyon nispetinde zam yapmışsın diyorsanız piyasa zaten zammı yansıtıyor. Yabancı para birimlerinden dolayı, MASKİ’nin almış olduğu borçlar artmış oluyor ve buna karşılık olarak satmış olduğu ürüne zam yapılması şart haline gelmiş oluyor. İster iktidar ister muhalefet olsun. Biliyorsunuz ben adaydım. Hakkı söylemek gerekirse enflasyon nispetinde yapılan zam, yapılması gereken bir zamdır, işletmenin devamlılığı için esastır. Bunun için popülist bir yaklaşım göstermeyecek, bundan dolayı halkımızdan özür dileyeceğim, kusura bakmasınlar" ifadelerini kullandı.